17 Ağustos 2012 Cuma


KIBRIS'IN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

    Kıbrıs'ın da içerisinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzasında yer şekilleri çok karmaşık tektonik ve volkanik hareketler sonucunda meydana gelmiştir. Genel olarak Alp Orojenezi’nin etkilediği bu bölge milyonlarca yıl içerisinde oluşmuştur. Kıbrıs, Alp-Himalaya Orojenik sisteminin Akdeniz’deki bir parçasıdır.
    Kıbrıs, bugünkü görünümünü alıncaya dek pek çok tektonik ve volkanik harekete maruz kalmıştır. Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu geniş bir alan, 2. Zamanda(90 milyon yıl önce) Tethys Denizi adıyla bilinen okyanusun bir parçasıydı. Afrika ve Avrasya kıtaları tektonik hareketleri sonucunda çarpıştı. Kıtaların çarpışmasıyla zayıflayan yerkabuğu içerisine sokulan mağmanın soğuyarak katılaşması sonucu Trodos Dağları oluşmaya başladı. Ardından devam eden tektonik ve volkanik hareketler sonucunda okyanus tabanından yükselen Trodos Dağları tek bir ada olarak ortaya çıktı. Tethys denizi çevresindeki karalardan aşınan malzemeler milyonlarca yıl boyunca burada tortulanmaya başladı. 3. Zamanda Afrika ve Avrasya kıtalarının tekrar çarpışması ile deniz tabanında sıkışan bu tabakalar kıvrılarak yükselmeye başladı. Bunun sonucunda Girne Dağları deniz içerisinden yükselerek ortaya çıktı. Zaman zaman deniz suları altında kalan kısımlar yükselmeye devam etti. Bu dönemlerde Mesarya Ovası sığ bir deniz durumundaydı. Trodos ve Girne Dağlarından aşınan tortullar bu alanda birikmeye devam ediyordu. Regresyon ve transgeresyon hareketleri sonucunda Mesarya Ovası, bazen deniz üstüne çıktı bazen ise deniz altında kaldı. Son olarak tüm arazi Pleistosen sonunda(1-2 milyon yıl önce) yükselerek bugünkü şeklini aldı.



KIBRIS’TA DEPREMLER:

    Dünyada yıkıcı depremlerin yaşandığı yerlerden birisi de Alp-Himalaya Dağ Sisteminin oluşturduğu alanlardır. Akdeniz Havzası ve Kıbrıs, bu aktif deprem sistemi içerisinde yer alır. Kıbrıs’taki depremlerin esas kaynağı adanın güney ve güney batı bölümünden geçen Kıbrıs Yayı olarak adlandırılan fay hattına bağlıdır.
    Milattan önceki yıllardan günümüze kadar Kıbrıs’ta yıkıcı depremlerin yaşandığı bilinmektedir. Örneğin MÖ 1100’lü yıllarda Enkomi şehri ile ardından kurulan Salamis şehirlerinin çeşitli dönemlerde meydana gelen depremlerde hasar gördüğü bilinmektedir. 1953 yılında meydana gelen ve 63 kişinin ölümüyle sonuçlanan Baf Depremi ile 9 Ekim 1996 yılında meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremler de örnek verilebilir.
    Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs Yayı etkili değildir. Doğu Anadolu Fay Hattı, Doğu Afrika Fay Hattı, Adana’nın güneyinde bulunan fay hattı da bu bölgede etkilidir.
    KKTC’de deprem gözlemleri Meteoroloji Dairesi tarafından yapılmaktadır. Burada bulunan deprem istasyonları da şunlardır: Alevkayası, Lefke, Tuzla, Yeni Erenköy, Hisarköy ve Lefkoşa’da (2 tane) bulunan deprem istasyonlarıdır. Buralarda elde edilen sismolojik veriler Türkiye’deki Kandilli Rasathanesi’nde değerlendirilir.




KIBRIS ADASI’NDAKİ KAYALAR

1-  VOLKANİK (PÜSKÜRÜK) KAYALAR:
    Yeryuvarlağının derinliklerindeki magmanın yüzeye doğru ilerlemesi bunun sonucunda da yüzeyde veya derinliklerde soğuması, katılaşması ile oluşan kayalara volkanik kaya denir. Yüzeyde katılaşanlarına dış volkanikler; yerin erinliklerinde soğuyarak katılaşanlara iç volkanikler adı verilir. Kıbrıs’ta volkanik kayalara en çok Trodos Dağlarında rastlanır. Andezit, bazalt, diyabaz, gabro, diyorit, serpatin bu dağlarda en sık rastlanan kayalardır.
    KKTC’de bu taşlar en çok Lefke bölgesinde görülür. Girne Dağlarının ve Karpaz Dağlarının çeşitli yerlerinde bunlara rastlamak da mümkündür. Özellikler Karpaz Yarımadasında Balalan Köyü yakınlarında ve Lapta kasabası üzerinde denizaltı yanardağı püskürmelerinden sonra oluşan özel dokulu püskürük kayalardan yastık levhalar dikkat çekicidir.

2-     TORTUL KAYALAR:
    Kıbrıs’ın su ortamlarında (deniz, göl, akarsu) tortulanma yolu ile kat kat birikmiş ya da çökelme yolu ile oluşmuş taşlardır. Tortulanma ile oluşanlarına kırıntılı tortullar denir(kumtaşı, kil taşı). Tortul kayalar kimyasal çökelme ile oluşursa kimyasal tortul adını alır(kireçtaşları). Tortul kayaların kökeni organik ise bu tür tortullara da organik tortul adı verilir. Tortul kayalar fosil içerirler. Bu nedenle Kıbrıs’ın jeolojik açısından önemlidirler.
    Girne dağlarının ana yapısını oluşturan kayalar tortul taşlardır. Yaklaşık olarak 90-100 km uzunluk ve 4 km genişlikteki bu dağ sırasının büyük kısmı tortuldur. Bu tortulların en yaygın olanı Alp orojenezi esnasında oluşmuş, koyu gri renkli, kırıklı ve yer yer yüksek basınçlardan kristalleşmiş olan kireçtaşlarıdır.
    Kıbrıs’ta yaygın olan bir diğer tortul taş ise beyaz renkli bir kireçtaşı çeşidi olan Lapta Tebeşiridir. Lapta Tebeşirleri bol miktarda fosil içerir. Trodos ve Girne Dağlarının aşağı kesimleri bu tür kayalardan oluşur. Bu taşlar izolasyon vazifesi görebilecek gözenekli yapısı nedeniyle eski evlerde yapı malzemesi olarak çok fazla tercih edilmiştir.
   Girne Dağlarını güney etekleri boyunca görülebilecek en yaygın tortul kayalardan bir tanesi de kum ve killerden oluşmuş Değirmenlik Tortullarıdır. Bu taşlar Gönyeli Taşı olarak da bilinir ve evlerde dekorasyon malzemesi olarak kullanılır.
    Girne Dağlarının kuzey etekleri boyunca ince bir şerit haline bulunan, büyük bir bölümü Lefkoşa’nın güneyinde olan gözenekli ve geçirgen kumlu kireçtaşları Atalassa Tortulları olarak bilinir. Örnek vermek gerekirse, Girne ve Trodos dağlarının kireçtaşı içeren bölümlerinde karstik mağaralar içerisinde sarkıt, dikit ve sütunlar; Lapta Kasabası’nın üzerine oturduğu traverten basamakları; İncirli mağarası içerisindeki jips kökenli birikimler kimyasal tortullara en güzel örnektir.
    II. zaman sonlarında deniz içerisindeki çok küçük deniz canlılarının kalıntılarından oluşan tebeşirler en bilinen organik tortullardır. Organik tortullar Kıbrıs’ta çok fazla yaygın değildir. Ancak Trodos dağlarının güneyinde açık kahverengi renkli Pahna Tortulları yer alır. Bu tortullar tebeşir, kum, kil ağırlıklıdır.


3-   BAŞKALAŞMIŞ KAYALAR:
    Kıbrıs’ta en nadir görünen kaya türüdür. Bunun nedeni kaya oluşumları esnasındaki basınç ve sıcaklıkların derecelerindeki düşüklüktür. Yine de en yaygın görülebilecek başkalaşım kayaları şist ve mermerlerdir. Özellikle Trodos Dağlarında kil taşları şiste; kireçtaşları ise mermere dönüşmüştür.
    Girne Dağlarında ise basınç ve sıcaklık yetersizliği başkalaşım kayalarının oluşmasına engel olmuştur. Burada kristalize kireç taşları mermere dönüşmemiştir ve mermere benzer sert kayalar şeklinde bulunmaktadır.


KIBRIS’TA TOPRAK TİPLERİ



1-    TERRA ROSSA: Akdeniz ikliminde kireçtaşının ayrışması sonucunda oluşan kırmızı renkli bir topraktır. Kıbrıs’ta bu tür topraklara düz ve düze yakın alanlarda rastlanır. Bu toprak türü sulandığı zaman çok verimlidir. Kıbrıs’ta bu topraklar üzerinde patates ve narenciye tarımı yapılır. Kuzey Kıbrıs’ta özellikle Koruçam dolayları, Beyarmudu ile Gazimağusa arası; güneyde ise Akaça, Peristerona bu tür toprakların yaygın olduğu alanlardır.

2-      KESTANE RENKLİ STEP TOPRAKLARI: Kıbrıs’ta yıllık ortala yağış 400 mm’nin altında olduğu için bu topraklara Mesarya Ovası’nda rastlanır. Bu toprakların humus oranı düşük olduğu için tahıl tarımı bu topraklar üzerinde yapılmaktadır. Bu alanlarda bitki örtüsü de zayıftır ve yer yer toprağın rengi gri olur.

3-      KAHVERENGİ ORMAN TOPRAKLARI: Nemli, serin alanlarda iğne yapraklı ormanların altındaki toprak tipidir. Bu topraklarda organik madde biriktiğinden rengi kahverengidir. Kıbrıs’ta da ormanlar genellikle eğimli yamaçlarda bulunduğu için bu topraklar kalın tabakalar oluşturmaz. Bu topraklar Trodos yamaçları boyunca uzanan iğne yapraklı ormanlar altında ve Girne Dağları kuzey yamaçlarındaki kızılçam ormanları çevresinde olur.

4-      ALÜVYAL TOPRAKLAR: Bu toprak türü akarsuların biriktirme yaptığı alanlarda, eski akarsu yataklarında, dağlar ve ovalar arasındaki etekler boyunca yaygındır. Girne Dağları ve Trodos Dağlarından kopan malzemeler iç ovada birikerek bu toprakları oluşturur. KKTC’de Güzelyurt Ovası, Baf bölgesinde ise Yeşilova ve çevresi alüvyal toprakların bulunduğu alanlardır.






KIBRIS’TA KARST TOPOGRAFYASI


          Karstik şekiller karbondioksitli suların,başta kireçtaşı olmak üzere jips,kaya tuzu gibi kolay eriyen kayalar üzerinde yaptıkları aşındırma ve biriktirme sonucunda oluşan şekillerdir.
      Kıbrıs’ta karstik şekillerin en iyi olduğu yerler, kireçtaşlarının yaygın olarak görüldüğü Girne ve        Trodos Dağlarının 1000 metreden alçak yerleridir.
         Kıbrıs’ta en bilinen karstik aşındırma şekilleri karstik mağaralardır.bunlardan bazıları birkaç mağaranın birleşimiyle oluştuğu için galeri şeklindedir(İncirli Mağarası). Özellikle Lapta Dağları üzerinde Ağırdağ, Lapta, Girne, Alsancak’ta birçok mağara vardır. Mağaraların yanında   Kıbrıs’taki en yaygın aşındırma şekli, yürünmesi zor,  çapır arazi anlamına gelen lapyalardır. Bunları Servili Tepe yakınlarında görmek mümkündür.
      Karstik biriktirme şekillerinden olan travertenin en güzel örneği Lapta Kasabasında görülür. Burada Lapta İlkokulu ve Ayia Anastasia Kilisesi traverten basamakları üzerinde kurulmuştur.






















16 Ağustos 2012 Perşembe

KIBRIS'TA KARA SINIR KAPILARI

SINIR KAPISININ ADI
SINIR KAPISININ BÖLGESİ
AÇILIŞ TARİHİ
LEDRA PALACE
LEFKOŞA
23 NİSAN 2003
METEHAN
 LEFKOŞA
10 MAYIS 2003
AKYAR
GAZİMAĞUSA
15 MAYIS 2003
BEYARMUDU
GAZİMAĞUSA
21 MAYIS 2003
BOSTANCI
GÜZELYURT
5 EYLÜL 2005
LOKMASI
LEFKOŞA
3 NİSAN 2008
YEŞİLIRMAK
GÜZELYURT
14 EKİM 2010

KIBRIS’TA SİYASİ COĞRAFYA
Kıbrıs, siyasi olarak pek çok devletin kontrolü altına girmiştir. Bu devletlerden başlıcalar; Mısır, Asur, Pers, Bizans, Lüzinyan, Venedik, Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere’dir. 1571 yılında Kıbrıs’ı alan Osmanlı İmparatorluğu, 1878 yılında adayı İngiltere’yekiraladı. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İngiltere adayı ilhak etti. İngiliz Sömürge İdaresi 1960 yılına kadar adayı idare etti. 1960 yılında Londra ve Zürih antlaşmalarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Türk ve Rum toplumlarının ortak idaresinde kurulmuştur. Gelişen olaylar sonucunda Türk toplumu kurucu ortaklıktan çekildi. 20 Temmuz 1974 yılında gerçekleşen Barış Harekâtı sonunda Kıbrıs Türk Toplumu adanın kuzeyinde toplandı. 15 Kasın 1983 yılında KKTC kuruldu.

BÖLGELER
KM2
%
KKTC
3242
35.04
GKRY
5509
59.56
İNGİLİZ ÜSLERİ
256
2.76
ARA BÖLGE
244
2.64
TOPLAM
9251
100

1.       KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ (KKTC):
Kıbrıs adasının kuzey bölümünde yer alır. Yüzölçümü yaklaşık 3242 km2dir. Güneyinde Kıbrıs Rum Yönetimi ile güney doğuda ise Dikelya Üssü ile sınırı vardır. Hizmet sektörü başta olmak üzere sanayi ve tarım başlıca ekonomik faaliyetlerdir. Yüzey şekillerinin temelini Girne Dağları oluşturur. Bu dağlar kuzey kıyı boyunca alçalıp yükselerek doğu-batı istikametinde uzanır. İç ovanın büyük bölümü ile kuzey sahil şeridi başlıca tarım ve yerleşme alanlarıdır. 4 Aralık 2011 yılında yapılan nüfus sayımında KKTC’nin nüfusu 294 bin 906 kişidir.
2.       GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ (GKRY):
Adanın güney bölümünde yer alıp yaklaşık 5509 km2 yüz ölçüme sahiptir. Kıbrıs’ın yaklaşık 2/3’sini kaplar. Başlıca yüzey şekilleri Trodos Dağları’dır. İç ovanın ( Mesarya) bir bölümü ile güney ve batı bölümlerindeki alçak alanlar tarım ver yerleşme alanıdır. Hizmet sektörlerinden deniz ticareti, bankacılık ve turizm önemli gelir kaynaklarıdır.
3.       İNGİLİZ ÜSLERİ:
Kıbrıs adasını jeopolitik konumu nedeniyle İngilizler adada iki üsse sahiptirler. Bunlar Dikelya ve Ağrotur üsleridir. Bu üsler İngiltere’ye bağlı topraklardır. Üslerin toplam alanı 256 km2dir. Dikelya üssü adanın güney doğusunda yer alır. Bu üssün toplam alanı 132km2 olup, hem KKTC hem de GKRY ile sınırı vardır. Ağrotur üssü ise adanın en güneyinde yer alır ve 124 km2 yüzölçüme sahiptir.

·     Kıbrıs’ta bu üç siyasi birim dışında Birleşmiş Milletler Barış Gücü bulunmaktadır. BM Barış Gücü, Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin askerlerinden oluşur. Kıbrıs’a BM’ye bağlı askerler ilk kez 1964 yılında geldi. Toplumlar arasında başlayan çatışmaları önlemek amacıyla Kıbrıs’a gelen Barış Gücü bugün KKTC ile GKRY arasındaki Yeşil Hat olarak bilinen sınırın kontrolünü sağlamaktadır. Yeşil Hattın her iki yanında oluşan 244 km2lik Ara Bölge BM Barış Gücünün denetimi altındadır.


































KIBRIS’IN KONUMU
Bir kıtanın, bir ülkenin, bir şehrin dünya üzerindeki yerine coğrafi konum denir. Dünya üzerindeki bir yerin paralel ve meridyenler yardımıyla enlem ve boylamının belirlenmesine ise matematik konum denir. Kıbrıs matematik konum olarak 34-35 Kuzey enlemleri ile 32-34 Doğu boylamları arasındadır.

KIBRIS’IN MATEMATİK KONUMUNUN SONUÇLARI:
  • ·         Kıbrıs, Kuzey Yarım Kürede, Başlangıç Meridyeninin ise doğusunda yer alır.
  • ·         Sıcaklık kuşakları içerisinde Ilıman Kuşak’ta yer alır. Bu nedenle Kıbrıs’ta dört mevsim yaşanır. Ancak, Sıcak Kuşağa yakınlık nedeniyle kışlar ılık, yazlar uzun ve sıcak geçer.
  • ·         Kıbrıs’ın en kuzeyi Zafer Burnu(35. Enlem), en güneyi Doğan Burnu’dur(34.enlem).
  • ·         Doğuda Zafer Burnu ile batıda Arnavut Burnu arasında 2 derecelik boylam farkı vardır. Bu nedenle Kıbrıs’ın doğusu ile batısı arasında 9 dakikalık zaman farkı ortaya çıkar. Ancak tüm adada ortak saat 30 Doğu Meridyenine göre ayarlandığı için günlük yaşamda zaman farkı ortadan kalkar. Uluslar arası zaman sistemine göre ise kış aylarında 2. Saat dilimine; yaz döneminde ise 3. Saat dilimine girer.

KIBRIS’IN ÖZEL KONUMUNUN SONUÇLARI:
  • ·         Kıbrıs, Eski Dünya Karaları adı verilen Avrupa-Asya-Afrika kıtalarının kavşak noktasında yer alır. Politik ve kültürel olarak Avrupa’ya, coğrafi olarak Ortadoğu’ya aittir.
  • ·         Kıbrıs, Akdeniz’in kuzey doğusunda yer alır. Sicilya ve Sardinya adalarından sonra Akdeniz’in 3. Büyük adasıdır. Kıbrıs’ı yüz ölçüm olarak Korsika, Girit ve Rodos izler.
  • ·         Kıbrıs’ın yüzölçümü 9251 km2’dir.
  • ·         En kuzeyindeki Koruçam Burnu ile en güneydeki Doğan Burnu arası 96 km dır.
  • ·         Kıbrıs, kuzeyinde Türkiye(70km), doğusunda Suriye(102km) ve Lübnan(165km), güney doğusunda İsrail(233km), güneyinde Mısır(347km) ve kuzey batısında Yunanistan(835km) ile komşudur.


23 Haziran 2012 Cumartesi

KIBRIS'TA TARİHİ ESERLER

ST. HİLARİON KALESİ: Beşparmak Dağları üzerinde yer alan üç kalede biridir. Lüzinyanlar devrinde yapılmıştır. Bu kaleye ayrıca 'yüz bir evler' de denir. Kale adını bir azizden almıştır. Beşparmak Dağları üzerindeki kalelerden en batıdakidir. Girne bölgesinde yer alır.

KANTARA KALESİ: Lüzinyan devrine ait bir kaledir. Beşparmak Dağları üzerinde bulunan üç kaleden en doğudakidir. Mesarya Ovası ve Karpaz Yarımadasını kontrol edecek durumdadır.

BUFAVENTO KALESİ: Girne Dağlarından 950 metre yüksekte kurulmuştur. St. Hilarion ve Kantara kaleleri ile birlikte Arap saldırılarına karşı oluşturulan savunma hattının bir parçasıdır. Lüzinyan döneminde hapishane olarak kullanılmıştır. Buraya 'aslan şatosu' da denir. Kalenin adının anlamı ise rüzgara boyun eğmeyendir.

APOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI: Zafer Burnu'nda bulunan bu manastır, Hz. İsa tarafından papazlığa ilk çağrılan kişi olan Aziz Andrew'a adanmıştır.

OTHELLO KALESİ: Bugünkü Gazimagosa kentinde, liman girişinde bulunan kale XIV. yüzyılda Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiştir. Mağusa kentinin ana girişlerinden biri olarak kullanılmaktadır.Girişinde St. Mark aslanı kabartması vardır. William Shakespeare'in oyunuyla aynı adı taşır.

VENEDİK SARAYI: Gazimagosa kentinin ortasında, Lala Mustafa Paşa Camisi karşısındaki bu yapı Lüzinyanlar tarafından XIII. yüzyılda inşa edildi. 1369'a kadar Kıbrıs kralları burda oturdu. Türk döneminde hapishane olarak kullanıldı.


VENEDİK SÜTUNU: Bugün Atatürk Meydanı'nda bulunan 20 ayak yüksekliğinde iki ayak 4 inç çapında gri granitten yapılmış sütundur. Venedikliler tarafından 1550 tarihinde dikilmiştir. Üzerinde bakırdan küre vardır.

VUNİ SARAYI: Arkaik ve klasik devirde ev mimarisinin en güzel örneklerindendir. Dört yılda tamamlanmıştır ve 137 odası vardır.

ST. BARNABAS MANASTIRI VE İKON MÜZESİ: Salamis'te doğmuş Yahudi bir ailenin oğlu olan Aziz, Kudüs'te eğitim görür ve Kıbrıs'a M.S. 45 yılında Hristiyanlığı yaymak için faaliyetlere başlar. Bunun üzerine öldürülür. Onun anısına M.S. 477'de bir manastır inşa edilir. Bugün burada zengin bir ikon koleksiyonu sergilenmektedir.


SALAMİS: Gazimagosa’dan İskele’ye giden Karpaz yolu üzerindedir. Şehir Bronz çağı sonlarında başlayan göçler sırasında Anadolu’dan gelen ve Kilikya’dan onlara katılan Akadlar tarafından kuruldu. Kurucusu Truva kahramanlarından Tefkros’tur. İmparator II. Konstantin şehri yer sarsıntılarından sonra tekrar inşa etti. Buraya Constantia adını verdi. Burayı adanın başkenti yaptı. Hıristiyanlığın kabul edildiği ilk yerdir.