KIBRIS'IN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
Kıbrıs'ın da içerisinde yer aldığı Doğu
Akdeniz Havzasında yer şekilleri çok karmaşık tektonik ve volkanik hareketler
sonucunda meydana gelmiştir. Genel olarak Alp Orojenezi’nin etkilediği bu bölge
milyonlarca yıl içerisinde oluşmuştur. Kıbrıs, Alp-Himalaya Orojenik sisteminin
Akdeniz’deki bir parçasıdır.
Kıbrıs, bugünkü görünümünü alıncaya dek pek
çok tektonik ve volkanik harekete maruz kalmıştır. Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu
geniş bir alan, 2. Zamanda(90 milyon yıl önce) Tethys Denizi adıyla bilinen
okyanusun bir parçasıydı. Afrika ve Avrasya kıtaları tektonik hareketleri
sonucunda çarpıştı. Kıtaların çarpışmasıyla zayıflayan yerkabuğu içerisine sokulan
mağmanın soğuyarak katılaşması sonucu Trodos Dağları oluşmaya başladı. Ardından
devam eden tektonik ve volkanik hareketler sonucunda okyanus tabanından
yükselen Trodos Dağları tek bir ada olarak ortaya çıktı. Tethys denizi
çevresindeki karalardan aşınan malzemeler milyonlarca yıl boyunca burada tortulanmaya
başladı. 3. Zamanda Afrika ve Avrasya kıtalarının tekrar çarpışması ile deniz
tabanında sıkışan bu tabakalar kıvrılarak yükselmeye başladı. Bunun sonucunda
Girne Dağları deniz içerisinden yükselerek ortaya çıktı. Zaman zaman deniz
suları altında kalan kısımlar yükselmeye devam etti. Bu dönemlerde Mesarya
Ovası sığ bir deniz durumundaydı. Trodos ve Girne Dağlarından aşınan tortullar
bu alanda birikmeye devam ediyordu. Regresyon ve transgeresyon hareketleri
sonucunda Mesarya Ovası, bazen deniz üstüne çıktı bazen ise deniz altında
kaldı. Son olarak tüm arazi Pleistosen sonunda(1-2 milyon yıl önce) yükselerek
bugünkü şeklini aldı.
KIBRIS’TA DEPREMLER:
Dünyada yıkıcı depremlerin yaşandığı
yerlerden birisi de Alp-Himalaya Dağ Sisteminin oluşturduğu alanlardır. Akdeniz
Havzası ve Kıbrıs, bu aktif deprem sistemi içerisinde yer alır. Kıbrıs’taki
depremlerin esas kaynağı adanın güney ve güney batı bölümünden geçen Kıbrıs
Yayı olarak adlandırılan fay hattına bağlıdır.
Milattan önceki yıllardan günümüze kadar Kıbrıs’ta
yıkıcı depremlerin yaşandığı bilinmektedir. Örneğin MÖ 1100’lü yıllarda Enkomi
şehri ile ardından kurulan Salamis şehirlerinin çeşitli dönemlerde meydana
gelen depremlerde hasar gördüğü bilinmektedir. 1953 yılında meydana gelen ve 63
kişinin ölümüyle sonuçlanan Baf Depremi ile 9 Ekim 1996 yılında meydana gelen 6,8
büyüklüğündeki depremler de örnek verilebilir.
Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs Yayı etkili
değildir. Doğu Anadolu Fay Hattı, Doğu Afrika Fay Hattı, Adana’nın güneyinde
bulunan fay hattı da bu bölgede etkilidir.
KKTC’de deprem gözlemleri Meteoroloji
Dairesi tarafından yapılmaktadır. Burada bulunan deprem istasyonları da
şunlardır: Alevkayası, Lefke, Tuzla, Yeni Erenköy, Hisarköy ve Lefkoşa’da (2
tane) bulunan deprem istasyonlarıdır. Buralarda elde edilen sismolojik veriler
Türkiye’deki Kandilli Rasathanesi’nde değerlendirilir.
KIBRIS
ADASI’NDAKİ KAYALAR
1- VOLKANİK
(PÜSKÜRÜK) KAYALAR:
Yeryuvarlağının derinliklerindeki magmanın yüzeye doğru ilerlemesi bunun
sonucunda da yüzeyde veya derinliklerde soğuması, katılaşması ile oluşan
kayalara volkanik kaya denir. Yüzeyde katılaşanlarına dış volkanikler; yerin
erinliklerinde soğuyarak katılaşanlara iç volkanikler adı verilir. Kıbrıs’ta
volkanik kayalara en çok Trodos Dağlarında rastlanır. Andezit, bazalt, diyabaz,
gabro, diyorit, serpatin bu dağlarda en sık rastlanan kayalardır.
KKTC’de bu
taşlar en çok Lefke bölgesinde görülür. Girne Dağlarının ve Karpaz Dağlarının
çeşitli yerlerinde bunlara rastlamak da mümkündür. Özellikler Karpaz
Yarımadasında Balalan Köyü yakınlarında ve Lapta kasabası üzerinde denizaltı
yanardağı püskürmelerinden sonra oluşan özel dokulu püskürük kayalardan yastık
levhalar dikkat çekicidir.
2- TORTUL KAYALAR:
Kıbrıs’ın su
ortamlarında (deniz, göl, akarsu) tortulanma yolu ile kat kat birikmiş ya da
çökelme yolu ile oluşmuş taşlardır. Tortulanma ile oluşanlarına kırıntılı
tortullar denir(kumtaşı, kil taşı). Tortul kayalar kimyasal çökelme ile
oluşursa kimyasal tortul adını alır(kireçtaşları). Tortul kayaların kökeni
organik ise bu tür tortullara da organik tortul adı verilir. Tortul kayalar
fosil içerirler. Bu nedenle Kıbrıs’ın jeolojik açısından önemlidirler.
Girne
dağlarının ana yapısını oluşturan kayalar tortul taşlardır. Yaklaşık olarak
90-100 km uzunluk ve 4 km genişlikteki bu dağ sırasının büyük kısmı tortuldur.
Bu tortulların en yaygın olanı Alp orojenezi esnasında oluşmuş, koyu gri
renkli, kırıklı ve yer yer yüksek basınçlardan kristalleşmiş olan
kireçtaşlarıdır.
Kıbrıs’ta
yaygın olan bir diğer tortul taş ise beyaz renkli bir kireçtaşı çeşidi olan
Lapta Tebeşiridir. Lapta Tebeşirleri bol miktarda fosil içerir. Trodos ve Girne
Dağlarının aşağı kesimleri bu tür kayalardan oluşur. Bu taşlar izolasyon
vazifesi görebilecek gözenekli yapısı nedeniyle eski evlerde yapı malzemesi
olarak çok fazla tercih edilmiştir.
Girne
Dağlarını güney etekleri boyunca görülebilecek en yaygın tortul kayalardan bir
tanesi de kum ve killerden oluşmuş Değirmenlik Tortullarıdır. Bu taşlar Gönyeli
Taşı olarak da bilinir ve evlerde dekorasyon malzemesi olarak kullanılır.
Girne Dağlarının
kuzey etekleri boyunca ince bir şerit haline bulunan, büyük bir bölümü Lefkoşa’nın
güneyinde olan gözenekli ve geçirgen kumlu kireçtaşları Atalassa Tortulları
olarak bilinir. Örnek vermek gerekirse, Girne ve Trodos dağlarının kireçtaşı
içeren bölümlerinde karstik mağaralar içerisinde sarkıt, dikit ve sütunlar;
Lapta Kasabası’nın üzerine oturduğu traverten basamakları; İncirli mağarası
içerisindeki jips kökenli birikimler kimyasal tortullara en güzel örnektir.
II. zaman
sonlarında deniz içerisindeki çok küçük deniz canlılarının kalıntılarından
oluşan tebeşirler en bilinen organik tortullardır. Organik tortullar Kıbrıs’ta
çok fazla yaygın değildir. Ancak Trodos dağlarının güneyinde açık kahverengi
renkli Pahna Tortulları yer alır. Bu tortullar tebeşir, kum, kil ağırlıklıdır.
3- BAŞKALAŞMIŞ KAYALAR:
Kıbrıs’ta en
nadir görünen kaya türüdür. Bunun nedeni kaya oluşumları esnasındaki basınç ve
sıcaklıkların derecelerindeki düşüklüktür. Yine de en yaygın görülebilecek
başkalaşım kayaları şist ve mermerlerdir. Özellikle Trodos Dağlarında kil
taşları şiste; kireçtaşları ise mermere dönüşmüştür.
Girne Dağlarında
ise basınç ve sıcaklık yetersizliği başkalaşım kayalarının oluşmasına engel
olmuştur. Burada kristalize kireç taşları mermere dönüşmemiştir ve mermere
benzer sert kayalar şeklinde bulunmaktadır.
KIBRIS’TA
TOPRAK TİPLERİ
1- TERRA ROSSA: Akdeniz ikliminde kireçtaşının
ayrışması sonucunda oluşan kırmızı renkli bir topraktır. Kıbrıs’ta bu tür
topraklara düz ve düze yakın alanlarda rastlanır. Bu toprak türü sulandığı
zaman çok verimlidir. Kıbrıs’ta bu topraklar üzerinde patates ve narenciye
tarımı yapılır. Kuzey Kıbrıs’ta özellikle Koruçam dolayları, Beyarmudu ile
Gazimağusa arası; güneyde ise Akaça, Peristerona bu tür toprakların yaygın
olduğu alanlardır.
2- KESTANE RENKLİ
STEP TOPRAKLARI: Kıbrıs’ta yıllık ortala yağış 400 mm’nin
altında olduğu için bu topraklara Mesarya Ovası’nda rastlanır. Bu toprakların
humus oranı düşük olduğu için tahıl tarımı bu topraklar üzerinde yapılmaktadır.
Bu alanlarda bitki örtüsü de zayıftır ve yer yer toprağın rengi gri olur.
3- KAHVERENGİ ORMAN
TOPRAKLARI: Nemli,
serin alanlarda iğne yapraklı ormanların altındaki toprak tipidir. Bu topraklarda
organik madde biriktiğinden rengi kahverengidir. Kıbrıs’ta da ormanlar
genellikle eğimli yamaçlarda bulunduğu için bu topraklar kalın tabakalar
oluşturmaz. Bu topraklar Trodos yamaçları boyunca uzanan iğne yapraklı ormanlar
altında ve Girne Dağları kuzey yamaçlarındaki kızılçam ormanları çevresinde
olur.
4- ALÜVYAL
TOPRAKLAR: Bu toprak
türü akarsuların biriktirme yaptığı alanlarda, eski akarsu yataklarında, dağlar
ve ovalar arasındaki etekler boyunca yaygındır. Girne Dağları ve Trodos
Dağlarından kopan malzemeler iç ovada birikerek bu toprakları oluşturur. KKTC’de
Güzelyurt Ovası, Baf bölgesinde ise Yeşilova ve çevresi alüvyal toprakların
bulunduğu alanlardır.
KIBRIS’TA KARST TOPOGRAFYASI
Karstik şekiller karbondioksitli suların,başta
kireçtaşı olmak üzere jips,kaya tuzu gibi kolay eriyen kayalar üzerinde
yaptıkları aşındırma ve biriktirme sonucunda oluşan şekillerdir.
Kıbrıs’ta karstik şekillerin en iyi olduğu
yerler, kireçtaşlarının yaygın olarak görüldüğü Girne ve Trodos Dağlarının 1000
metreden alçak yerleridir.
Kıbrıs’ta en bilinen karstik aşındırma
şekilleri karstik mağaralardır.bunlardan bazıları birkaç mağaranın birleşimiyle
oluştuğu için galeri şeklindedir(İncirli Mağarası). Özellikle Lapta Dağları
üzerinde Ağırdağ, Lapta, Girne, Alsancak’ta birçok mağara vardır. Mağaraların
yanında Kıbrıs’taki en yaygın aşındırma şekli, yürünmesi zor, çapır arazi anlamına gelen lapyalardır. Bunları
Servili Tepe yakınlarında görmek mümkündür.
Karstik biriktirme şekillerinden olan
travertenin en güzel örneği Lapta Kasabasında görülür. Burada Lapta İlkokulu ve
Ayia Anastasia Kilisesi traverten basamakları üzerinde kurulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder